İnternetin hayatımızı kolaylaştırdığını kabul etmek gerekir. Klasik yorumla “ulaşılamazı ulaşılır” yaptı. Kaynaklar parmaklarımızın ucunda. Resimler, gezilecek görülecek yerler, kişiler ve daha sayısız imkan … Sınırları belli olmayan uçsuz bucaksız bir orman …
Geçen hafta içerisinde doktora münasebetiyle girdiğim biyoistatistik dersinde bu konuya değindik. Araştırmacıların internet aracılığı ile ulaşabilecekleri kaynakların sınırsız olması, çok çeşitli ve açık bilgilerin bulunması değerlendirildi.
Geniş bir bakış açısıyla yorumlandığında internetin denetimsiz, özgür ve açık bir yapısı olması nedeniyle bahsedilen sınırsız erişimin mümkün olduğu açıkça görülecektir.
Açık olmanın getirdiği avantajlara ek olarak dezavantajlarda bulunmaktadır. Açık, özgürlük ve ulaşılabilirlik beraberinde kontrolsüzlüğü getirmektedir. Bugün çok çeşitli kanallar aracılığı ile ulaşılabilen sınırsız kaynak bulunmaktadır. Bunlar arasında da doğruluğu tartışılması gerekenler olduğu gibi tamamen farklı amaçlarla bulundurulanlar olduğu açıktır …
Araştırma yapmanın, sonuçlara ulaşmanın ve karar vermenin önkoşulu olan doğru bilgiye ulaşmak bu şekilde mümkün değildir. Nitekim ders esnasında da vurgulanan araştırmacının ulaştığı kaynakları kesinlikle sorgulaması yönündeydi. Doğru olabilir ancak internet ve internetin kullanımı ile başlayan akım etkilenme sürecini başlatmıştır. Bu da aslında doğru olan kaynakların veya doğru olduğu varsayılan kaynak sağlayıcıların diğer açık kaynaklardan etkilenmesi yönündedir.
Tabii ki denetim, kontrol altına alma gibi eylemler özgür ve açık olması nedeniyle bu denli kazanımları olan bir ortama yarar sağlamayacaktır. Ancak bir noktadan sonra paylaşımların özgünlüğü, doğruluğu ve içeriği değerlendirilmedir. Yanlış bilgi ve yönlendirme nedeniyle doğabilecek sonuçlar küçümsenmemelidir.
Bu probleme bir çözüm önerisi sunmak için sanırım biraz erken ancak ben en basit haliyle “aman paylaşayım” zihniyetine yönelik eleştrilerimi ifade ederek yazımı bitirmek istiyorum.
Günümüzde internet kullanımı ile birlikte önceleri “sadece indireyim” olan yaklaşımlar şimdilerde “aman paylaşayım” yaklaşımlarına dönmüştür. Çok popüler ifadelerle “teraziye basmayı unutmayın”, “paylaşım için teşekkürler” ve benzeri paylaşım moda olmuştur. Ancak paylaşımın içeriği, kalitesi ve doğruluğu kimse tarafından sorgulanmamaktadır. Adeta amaç sağdan soldan orada buradan bulunan paylaşılabilecek herşeyin birilerine iletilmesi şeklini almıştır. Bu durumda yukarıda bahsettiğim içeriğin doğruluğu ve sonuçları ile karşılaşılmaktadır.
Sanırım, paylaşım ve içerik yönetimi konusunda taraflara çok iş düşüyor. Kişiler her bulduğunu tekrar, yanlış, anlamsız olsada çeşitli beklentiler ile paylaşmaktan vazgeçmeli … İçeriğe erişenler ise ulaştıklarına kuşkuyla yaklaşmalı ve eğer imkanları varsa yanlış, anlamsız, tekrar olanların kaldırılması için gayret göstermeli …
Bilgiye ulaşmanın engellenmesi veya çeşitli kontroller altına alınması kesinlikle yanlıştır. Ancak amacı dışına çıkmış paylaşımların bir şekilde engellenmesi zorunludur …