Okuryazarlık. Okumayı bilmek, okuduğunu anlamak ve düşüncelerini bir şekilde kaleme almak olarak açıklanabilir. Daha başka açıklamaları da vardır, olabilir veya farklı anlamlar yüklenebilir ancak ben bu şekilde sade bir yaklaşımla değerlendirmeyi uygun buluyorum.
Teknolojik gelişmeler, artan imkanlar, ulaşılabilirlik ve internet. Bunlar okuryazarlığa yeni bir boyut kazandırdı. Çünkü artık okumak veya yazmak için yepyeni olanaklarımız var. Eskilerin önüne eklenen bir “e-” ekletisiyle ifade edilebilecek olanaklar bunlar; **e-**kitap, **e-**dergi, **e-**gazete, **e-**sohbet vs …
Bu durumda e-yazarlık ve e-okurluk tanımlarının yapılması gerekmez mi ? Bence gerekli …
Bu yazıda sadece e-yazarlık kısmına değinmek istiyorum. Bir süredir gözlemlediğim ve rahatsız olduğum noktaları ifade etmeye çalışacağım.
Yukarıda bahsettiğim gelişmeler ile bilgi girişi yapabileceğimiz, yazarı olacağımız, kısaca, bir şekilde katılımda bulunabileceğimiz çok sayıda ortam oluştu. Bu sanal ortamlar beraberinde sanal kimlikleri, denetimsiz içeriği ve bilgi kirliliğini getirdi. Kişiler görünmez olduklarını ve sahip oldukları gücün sınırsız olduğunu düşündüklerinden, ürettikleri konusunda herhangi bir sınır içerisine kendilerini sokmaz oldu. Sonuçta kendi oluşturdukları kimlikler altında, istedikleri konularda, istedikleri bakış açısıyla ve özgürce yazabilir hale geldiler.
Neredeyse tamamen sanal olan bu ortamda denetim yapmanın aslında pekte mümkün olmaması ve yapılacak olan denetimin özgürlüklerin kısıtlanmasına kadar uzanabilecek olması çeşitli sıkıntıları beraberinde getirdi. Tahmin edilemeyecek kadar çok sayıda yazarımızın, yorumcumuzun ve uzmanımızın olduğunu öğrendik.
Kişilerin katılımcı olması, bilgilerini ve yorumlarını paylaşması kesinlikle çok yararlıdır. Hataların görülmesi, ileriye gitmek ve daha fazla üretmek adına paylaşım her zaman gereklidir. Farklı bakış açıları ile çok farklı sonuçlara ulaşılabilir ve hatta gözden kaçan noktalar görülebilir.
Ancak günümüzde özellikle internette yaşanan bilgi kirliliği, bilgi tekrarı, doğru olmayan bilgi akışı, taraflı içerikler, kalitesiz içerikler vb. nedeniyle e-yazarlık tanımının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Sanal kimliklerin arkasına sığınarak veya sığınmadan, çeşitli platformlarda veya araçalar aracılığı ile yapılan yayınlarda bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum;
Sanal Kimlikler
Sanal kimlik kullanımı konusu mutlaka dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve amacı anlaşılmalıdır. İnternet üzerinden çok uzaklara ulaşabildiğimiz gibi ulaşılabilir de olabiliriz. Dolayısıyla;
- Eğer paylaşımlarımız gerçek kimliğimiz ile kullanıma uygun değil ise sanal kimlik kullanabiliriz.
- Eğer paylaşımlarımız gerçek kimliğimiz ile kullanılabilir ise gerçek kimliğimizi kullanmamızda sakınca yoktur ancak burada ulaşılabilir olmanın getireceği sonuçlar değerlendirilmelidir.
- Sanal kimlik kullanımı bir zırh olarak görülmemeli ve yasadışı eylemler için sanal kimlikler kullanılmamalıdır.
- Sanal kimlik kullanarak kişilere veya kurumlara veya herhangi birşeye karşı doğru olmayan girişimlerde bulunmak, gerçek olmayan bilgi sunmak, karalamak vb. amaçlar gerçekleştirilmemelidir.
Gerçek Kimlik Kullanımı
Sanal bir dünyada gerçek kimlik ile paylaşımda bulunmak tehlikeli olabilir. Bu konuda içeriğe göre paylaşımcının karar verici olması ve paylaşımda bulunduğu ortamdan gelebilecekleri iyi değerlendirmesi gerekir. Sonuçta internet aracılığı ile bilgiye ulaşılabilirlik nasıl kolaylaştıysa kişilere ulaşılabilirlikte kolaylaşmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta başkalarının size ait bir kimlik ile yasadışı eylemlerde bulunması olacaktır. Bunun önüne geçilmesi için kullanılan bilgisayar, telefon vb. sistemlerin güvenlikli olması önemlidir. Çünkü kimliğiniz okuyucu için bir gerçek kimlik gibi gözüksede aslında kimliğinizi kullanan kişi için bir sanal kimliktir. Sizin adınıza veya sizin kimliğini kullanarak yapılan uygunsuz eylemlerde “ben yapmadım” diyebilmek ve bunu kanıtlayabilmek önemlidir. Sanırım bu başka bir yazıda detaylı bir şekilde incelenmesi gereken bir konu.
İçerik
Ortam sanal olsa da, içerik bir sanal kişinin içeriği olsa da e-yazarlıkta içerik çok önemlidir. İçeriğin kalitesi, sunumu, amacı ve hedefi iyi belirlenmelidir. Oluşturulan içeriklerin vurdumduymaz bir şekilde hazırlanmasını doğru bulmuyorum. “Ben böyle yaparım” veya “Benim yorumum bu” diyerek kestirip atmayı ise basit buluyorum.
Daha önce ifade ettiğim gibi çeşitli noktalara özen gösterilmelidir. Çalıntı İçerik ve Yaklaşımlar, Özgün İçerikte Bilgi Paylaşımı ve Türkçe’yi Korumak örnek olarak gösterilebilir.
Bir e-yazar olarak oluşturduğumuz içeriklerde;
- Doğru bilgi vermeye,
- Bilgi kirliliğine neden olmamaya,
- Kimseye veya hiçbirşeye doğru olmayan bir şekilde yaklaşmamaya,
- Kaliteli ve düzgün içerik için çaba göstermeye,
- Taraf olunacaksa bile gerçeklerden uzaklaşmayarak üretmeye,
- Düzgün ve açık bir dil kullanmaya,
- Ulaşılabilir olacağımızı anlamaya,
- Paylaşımlarımızın bize çeşitli sorumluluklar yükleyeceğini unutmamaya,
- Özgürlüğümüzün; serbest atış, hakaret, küçümseme, aşağılama, hedef gösterme, yanıltma vb yaklaşımlar olmadığını anlamaya.
özen göstermemiz gerekmektedir.
Son Söz
e-Yazar olmak sorumluluk almaktır.
Sorumlu bir şekilde üretilmeyenler sorunlara yol açacaktır. Bilgi kirliliği, kalitesiz içerik ve bunun gibi belki de çok daha olumsuz sonuçlar meydana gelecektir. Bir e-yazar kendini özgür görebilir ancak bu özgürlük doğruların dışına çıkmayı haklı kılmaz.