Önce iki kelimenin de anlamına bakalım;
- Ağrı: “Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı” - Kaynak TDK
- Sızı: “Hafif ve ince ağrı” - Kaynak TDK
Yorgunluk, ağır iş veya olmadık koşullarda karşılaşılan durumlar nedeniyle ağrı oluşabilir. Zamanla geçer. Dinlenmek veya zinde bir bünyeye sahip olmak ağrıların önüne geçebilir. Ağrı kabul edilebilir ve kabul edilemez durumlar sonucu oluşabilir. Bilerek ve isteyerek yapılan hareketler sonucu oluşan ağrılar için ancak gereksiz mızmızlanabilir. Önlem almak önemlidir. Önlem almadan karşılaşılan durumlarda oluşan ağrılar nedeniyle de şikayet etmek mızmızlanmaya girecektir …
Peki ya sızı ?
Yukarıda anlamlarını paylaştığım kelimelerde daha geniş kapsamlı olan bence sızı … Ağrı çok net bir şekilde yine yukarıda da örneklendirdiğim gibi yoruma açık olmayan bir yapıya sahip. Ancak sızı … Sızı kendi içinde ağrıyı yorumluyor doğru fakat bir yan anlamı daha var sanki … Şiirlerin ve romanların satır aralarına da gizlenen bir anlam. Ağrıyan kolun veya sırtın hafifleyen acısından çok öte. Kimi yazarlar bu konuyu duygusallığa, aşka, kalbe uzanan yolda bir engel olarak tasvir ediyor. Bakış açıları çeşit çeşit olmakla birlikte bir ağrı’nın sızı’ya dönüşmesi her zaman iyi bir sonuç değil …
Çok çalıştınız, çok yoruldunuz biliyorsunuz yapılması gerekenleri ve onun için mücadele ettiniz. Yorgunluk var ancak yapılması gerekenlerin neticesi bu. Belki çok fazla iş üstlendiniz belki de beklemediğiniz kadar yorucu oldu yapılması gerekenler. Sonuçta günün sonunda veya süresi belli olmayan o koşturmacanın sonunda hamlanmış bünyede ağrılar başladı. Kollar uzanmaktan, sırt eğilmekten, bacaklar koşturmaktan ağrıyor. Yapılması gerekenler yapılmadığı sürece de bu ağrı hissedilmiyor. Yüzünüze bakan, hareketlerinizi izleyen anlıyor yorumluyor ama kulak asmıyorsunuz.
Yapılması gereken yapılacak, sonuç en iyi olmasa da en azından olması gerektiği gibi olması için …
Günler geçiyor yapılacaklar bitiyor ve yorgunluk iyiden iyiye bünyeyi sarıyor. Yapılanların ağırlığına göre ağrı dönemi uzun sürüyor, halsizlik ve bitkinlik durumu yaşanıyor.
Giriş bölümünde de paylaştım ya, sızı hafif ve ince ağrı … Ağrı yerini sızıya bırakacak …
Burada keskin bir dönüş var aslında. Sızının niteliğini belirleyecek bir dönüş … Belli bir süre harcanan mesainin, verilen emeklerin ve yapılan çalışmaların sonucu ortaya çıkan ağrıların nasıl bir sızıyla son bulacağını belirleyen bir dönüş.
Normal koşullarda süreç içerisinde sıkıntı veren ağrılar sızıya dönüşecek ve kaybolacak. Çoğunlukla da unutulacak.
Ancak, yapılan çalışmaların ve verilen emeklerin hiç bir kıymetinin olmadığı hissedildiği anda, işte o zaman sızı farklı bir sızıya dönüşecek. Yapılan kıymeti olsun veya kişiye artı değer kazandırmış olsun diye değil. Harcanan emeğin, yapılan çalışmaların yok sayılması … Kas ağrısı, sırt tutulması ve benzeri tüm bedenen yaşanan sıkıntılar unutulacak. Yaşanan sızı daha derinlerde ve üzücü olacak … Sorgulanan hamlanmış vücut değil çok daha temel konular olacak …
Ağrılar, sızılar ve yorgunluklar geçer … Çalışmaya esas problemler çözülür.
Peki ya nedeni hafifleyen ağrılar olmayan sızılar ?