Yazılımları benzer, anlamları farklı fakat uygulamada oldukça yakın olan üç (3) kelime üzerine bu yazıyı kurguladım. Öncelikle kelimelerin anlamlarını inceleyelim;
- Tesviye: “Düz duruma getirme, düzleme” - Kaynak TDK
- Tasfiye: “Arıtma, ayıklama, temizleme. / Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. sebepler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon. / Türlü sebeplerle birçok kimsenin görevine son verme.” - Kaynak TDK
- Tavsiye: “Öğütleme, yol gösterme. / Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.” - Kaynak TDK
İyimser bir açıyla bakıldığında (kurum yararı, güzel yarınlar vs. vs.) üç kelime için de olumlu anlamları olduğu yönünde yorum yapılabilir. İyimserlik genellikle kişilerden her ne koşul olursa olsun beklenen ancak uygulamada kişinin ancak sabır taşı kıvamında olması ile sağlanabilecek bir durumdur. Türlü sebepler ile birçok kimsenin görevine son verilmesini başka nasıl olumlu karşılayabiliriz ki ?
Kelimeleri ayrı ayrı incelediğimizde tavsiye, tesviye ve tasfiye sırasıyla olumludan olumsuza gittiği yönünde rahatlıkla yorum yapabiliriz. Ancak yazımın girişinde de bahsettiğim gibi bu üç yazımı benzer kelime uygulamada bir şekilde yakın anlamda kullanılıyor.
Anlamlarını paylaştığım ve genellikle bilinen kelimeler olduğu için detaylı bir şekilde olması gereken üzerinde durmayacağım. Bunun yerine mevcut durumda yakınsayan anlamsız birlikteliklerini ve verimsiz kullanımlarını irdeleyeceğim.
Günümüzde özünde iyi anlamlar barındırabilecek veya doğru programlandığı durumda olumlu sonuçlar doğurabilecek bu üç kelime olabildiğince olumsuz bir şekilde kullanılmakta.
Düzleştirme anlamında olan tesviye mevcut durumda filizlenen fikir, yeni akım, öne çıkan kişilerin / ürünlerin güzel bir benzetme ile kulağı geçmeye çalışan boynuzun törpülenmesi veya tümden kesilmesi olarak kullanılıyor. Normal koşullar altında düzleştirme süreci pürüzlerin giderilmesi ve gelecek dönem girişimlerine uygun zemin oluşturulması amacı ile yapılırken günümüzde koşulların bozulmasına yönelik bir işlem olarak dikkati çekiyor.
Koşulların bozulması sonucu ve sürecin kötüye gitmesi nedeniyle yapılabilecek çoğunlukla ekip/organizasyon içerisinde ters bir etki yaratan tasfiye süreci doğru yönetildiğinde en düşük zarar ile atlatılabilir. Ekonomik düzenin doğru işlemesi ile ayakta kalan yapılarda etkinemeyen nedenler veya hatalı yönetim veya doğru olmayan hedefler ile yıkılabilir. Önemli olan bu sürecin olabildiğince önceden görülmesi ve etkilenecek oyuncuların önceden yönlendirilmesidir. Bu paragraf içerisinde bahsettiğim tasfiye süreci hiç bir birey, kurum veya organizasyon tarafından istenen bir durum değildir. Anlam kaymasına ve bozulmaya uğrayan bir diğer kelime olarak tasfiye organizasyonun bozulması / yeniden şekillendirilmesi olarak dönüşmüştür. Kişiler veya kurumlar veya organizasyonlar tarafından etkilenmek istenen bir yapı, çeşitli yaklaşımlar ile mevcut yapının değiştirilmesine yönelik tasfiye süreçleri işletilebilir. Bu bozulmuş süreçte aslında paragrafın başında anlatılan uygunsuz durumların bulunmamasına veya iyileştirme imkanı olmasına rağmen farklı amaçlar güdülmektedir.
Günümüzde kişilerin tavsiyeleri ile hareket etmek, kişilerin tavsiyeleri üzerine iş bulmak veya yapıya yeni birilerini dahil etmek oldukça zorlaşmıştır. Anlam kayması ile nereyse tam zıt bir noktaya yerleşen tavsiye ise şaşırtıcı bir konuma yerleşmiştir. Aslında kelime anlamında gizli bir yaklaşımın olabildiğince zıt bir anlamda kullanılması ile oluşan bu ters anlam kayması yol göstermeden hedef göstermeye doğru yaşanan kayması olarak açıklanabilir. Tavsiyenin kullanımı bir problemin veya sorunun giderilmesi için çözüm olabilecek veya fayda getirebilecek bir kişinin veya ürünün veya organizasyonun önerilmesinden, bir problemin nedenini tanımlamada somut hedef göstermek üzere teklinde bulunulması yönünde derin bir değişim yaşanmıştır.
Son olarak geçtiğimiz günlerde tanıştığım çok değerli bir kişinin anlattığı bir fıkrayı paylaşmak istiyorum;
Cehennemde kazanlar kurulmuş ve tüm kazanların başında zebaniler nöbet tutuyor. Kazandan çıkmaya çalışanı tekrar kazanın derinliklerine itiyorlar. Ancak kazanlardan birinin başında zebani yok. Kazanın başı boş olması merak konusu oluyor. Baş zebani soruyor “neden bu kazanın başı boş ?” Cevap hazır; “o kazanda Türkler var, çıkmaya çalışanı aşağı çekiyorlar …”