Hayatımıza sürekli olarak yeni akımları örnek alan uygulamalar/yaklaşımlar ile yön veriyoruz. Özellikle yurtdışından gelen tüm akımlara büyük bir hayranlıkla açığız. Tek beklentimiz “yarın farklı ne göreceğiz” sorusunun cevabına yönelik. Araştırma ve geliştirme yerine, ünlü kişi/kişiler veya sıradan gibi görünen bir topluluk tarafından kabul görmüş aktiviteleri anında uygulamak büyük başarı …
Teknolojinin geldiği nokta sayesinde çok hızlı bir şekilde bilgiye ulaşıyoruz. Aslına bakılırsa bilgi ile ilgilenen kitleler genelin içerisinde azınlık olarak kalıyor. Daha çok tüketici konumundayız. Gözümüzün önünde hızla akıp giden zaman tünellerinde, akışlarda ve adı her neyse özetle bilgi çöplüğünde, kıpırdamadan sadece “tıklayarak” gerçek zamanı tüketiyoruz. Gerçek zaman ifadesi abartılı gelebilir ancak bence gerçek zaman ve internet zamanını ayırmak gerekiyor. Bizim için gerçek dünyada geçen 1 saat içerisinde onlarca ve hatta yüzlerce kişinin dakikalarını takip ediyoruz. Bu durum belki de zaman kaymasına neden oluyor. Kişilere bir günün yetmemesi ve/veya “sosyal medyadan geri kalıyorum” psikoloji bundan kaynaklanıyor olabilir.
Farklı konularda yazılabilecek internet temalı yazıların girişinde yukarıdaki ifadeler rahatlıkla kullanılabilir. Ancak bu yazının ana konusu, ilk bölümde de belirttiğim gibi, “sistemden” gelen ve bizim anından kabullenerek uyguladığımız bir akım ile ilgili … Selfie, özçekim ve daha nice isimlerle tanımlanan kişisel vesikalık fotoğraf çekme çalışmaları.
Dikkat ederseniz yazının kategorisi “komplo teorileri” … Bu nedenle kendi bakışımı olaya yansıtmaya çalışacağım 😄
Bilinen bir gerçek varki bilgisayar teknolojilerinin yaygılaşması ile kişilere/kurumlara/kritik bilgilere ulaşılması çok kolaylaştı. Donanımların, uygulamaların içerisine yerleştirilen arka kapıların haberleri yapılmaya, ele geçirilen sistemlerin sonuçları haber yapılmaya başlandı.
Ancak bunlar bence yetersiz. Sistem tüm bilgilere ve özelliklere kişilere hakim olmak istiyor. Bilerek ve isteyerek kendimizi bir makinenin anlayabileceği şekilde işledik. Bilgilerimizi bizden istenen yapıda eksiksiz bir şekilde hazırladık ve teslim ettik.
Güncelliğini yitirmiş olsa bile kabul görmüş ve kullanılmaya devam eden selfi akımı ile de en temiz vesikalık fotoğraflarımızı yine kendi isteğimiz ile hazırlayıp sisteme ekliyoruz. Daha önce paylaştığımız fotoğraflar yetersiz ve kirli olmuş olacak ki bence böyle bir akım başlatıldı. Dikkat edilirse, önceki dönem fotoğraflarından ve farklı olmak için kurgu içeren selfi fotoğrafları dışında amaç, çok yakından doğrudan vesikalık fotoğraf tarzında çekimler yapılıyor.
Bu içeriklerin sadece uluslararası vesikalık fotoğraf veri bankası olarak kullanılabileceğini de düşünebilirsiniz, bir yüz tanıma sisteminin eğitilmesi için kullanılabileceğini ya da bir olayla ilişkilendirilecek yüzlerin araştırılması için kullanılabileceğini de …
Bilgi çok kıymetli … Bilgiye ulaşabilmek eskiden zordu çünkü veri toplamak hem zaman hem de ekonomik olarak çok maliyetliydi … Ancak bugün, biz, bilerek ve isteyerek gereğinden fazla veriyi sisteme sağlıyoruz.
Şimdi aslı soru, bu sağladığımız verilerle hangi bilgiler oluşturuluyor ve nasıl kullanılıyor …